SANATIN İKLİMİ - SEFERİNAR / DİLEK ELMALI İLE RÖPORTAJ
Seferinar, Anadolu'da yaşayan ve unutulmaması gereken el sanatlarını merkeze alarak sürdürülebilir tasarım ve üretim yapmaya gayret eden bir kadın atölyesi. Atölye'nin koordinatörü ve öğretmeni Dilek Elmalı ile sanatın doğayla etkileşimi üzerine, aşağıdaki röportajı gerçekleştirdik. Değerli yanıtları çok teşekkür ederiz.
11.12.2023 / İklimler Güzeldir
1-Merhaba Dilek Hocam, sizler Seferihisar' ın da içinde bulunduğu yavaş yaşam kültürüyle harmanlayarak el sanatlarını icra ediyorsunuz. Eserlerinizde hem doğa temasını sık görüyoruz hem de üretim tarzınıza doğa dostu uygulamaları entegre etmeye çalışıyorsunuz. Bize biraz Seferinar'ın ilham aldığı şeylerden bahsedebilir misiniz?
Biz bugünkü adıyla Ege Denizi, antik çağdaki adıyla ise Arşipel kıyısında yaşıyoruz. Burada binlerce yıldır bolca güneş, deniz ve zeytin var. O dönemde bilinen ilk sanatçı örgütlenmesi olan Dionysos Sanatçılar Birliğine kucak açan Teos Antik Kenti de burada. Dolayısıyla çok zengin bir coğrafyada yaşıyoruz. Doğası, tarihi ve yavaş yaşamından elbette çok etkileniyoruz. İnsanlığın kolektif çabasına ve üretkenliğine inanarak el sanatlarını devam ettirmek için 2017 yılında birlikte yola çıktık. Şüphesiz ilk çağdan beri kendimizi ifade etmeye çalışıyoruz ve sanat en güzel araç. Çağın toplumsal mesajlarını o eserlerde görüyoruz ve geleceğe taşıyabilmek için biz de köprü görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. Bölgemizin doğasını tehdit eden jes santralleri, taş ocakları, altın madenciliği ve balık çiftlikleri var. Ve de iklim değişikliği. Biz de bu dönemin sorunlarını ve çözümlerini hem eserlerimizde işliyoruz, hem de savunma hareketlerinin aktif olarak içinde yer almaya çabalıyoruz. Doğanın kendini yenileyişi yaratıcılığın kapılarını aralıyor yani her zaman yapılacak bir şeyler var bizce.
2-Atölyede el sanatlarının yanında; kitap okuyarak, bölgesel ziyaretler yaparak, festivallere katılarak, sosyal sorumluluk projelerinde yer alarak ve farklı alanlarda eğitimlere katılarak kendinizi besliyorsunuz. Örneğin su ve iklim değişikliği temasında bir araya gelmiştik. Bunun sizde ki etkileşimlerini merak ediyoruz.
Anadolu motiflerinde yer alan eli belinde motifi; hem dişiliği hem de bereket, mutluluk ve neşeyi sembolize etmektedir. Kadın bu topraklarda çok önemlidir. Keza bir kitapta karşımıza çıkan karınca izi misali yürür kadın demir üzerinde metoforu da bizim motivasyonumuz olmuştu. Atölye çalışmalarında; toplumsal cinsiyet eşitliği odağında, haklarımız, kadının üretimdeki yeri, kooperatifçilik ve sağlık konularında eğitimler aldık. Arada el sanatları ile uğraşırken kitap okuma seansları düzenliyoruz. Bölgemizdeki Orhanlı köyünde bulunan Doğa Derneği’nin flamingo üreme ve yaşam alanlarını izleme buluşmalarına gittik. Atalık tohumların yaygınlaştırılması için düzenlenen Tohum Takas şenliklerine her yıl katılıyoruz. Onun dışında bölgemizde, mandalina, lavanta ve zeytin hasatları oluyor, onlara da mutlaka dahil oluyoruz. Ekibinizden Aytül Hanım ile birlikte burada yaşayan vatandaşlar için su ve iklim değişikliği temalı etkinlik yapmıştık. Dünyamızın kaynaklarının bir limiti olduğunu, ürettiğimiz her üründe; su, hammadde ve enerji harcandığını ve dolayısıyla iklim değişikliğiyle çok ilişkili olduğunu hatırlamış ve öğrenmiştik. Her yaştan insanın katıldığı bu buluşma bizim için oldukça faydalı olmuştu.
3-Gülten Akın'ın çok sevdiğim bir şiirinden alıntı yapmak istiyorum. 'Ah kimselerin vakti yok oturup ince şeyler düşünmeye ' İşte benim gözümde hayattaki ince şeyleri yakalayan ve paylaşan bir yanınız var. Perdeciden aldığınız atık tülleri ambalaj olarak değerlendirmek, içine bir şiir bırakmak, yahut yerel bir iz... Bu hızlı yaşamın içinde o kadar ihmal edilen şeyler ki. Bu ince detaylara olan düşkünlüğünüzden bahsedebilir misiniz?
Doğa bizi bunu düşünmeye itiyor ister istemez. Tekstil atıklarını ileri dönüşüm için kaynak olarak görüyoruz. Standart üretime uygun olmayan kumaşlarla, üretimden kalanlarla, perdelerden kalan kumaşlara talip olarak ambalaj haline dönüştürüyoruz. Ayrıca yakın bölgelerden edindiğimiz boyasız ham kumaşlardan gıda keseleri hazırlıyoruz. Ürün kullanım ömrünü uzatan ürün tasarımları yapmaya özen gösteriyoruz. Yaşadığımız bölgede bu konuda farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. İklim dostu yaşam tarzına hepimizin ihtiyacı var. Arada yaşadığımızı, insan olduğumuzu unutuyor gibimize geliyor. Biz de bazen şiir dizeleri, bazen özenli bir not, bazen de yöresel işaretler ekliyoruz. Bu incelikler herkese iyi geliyor.
4- Bir de el sanatlarından film atölyesine geçiş yaparak sanatın farklı alanlarına dahil oluşunuz var. Ve bu atölyeden filmler çıktı. Bize bu süreci de anlatabilir misiniz?
Her gün bir ziyaretçimiz olur aslında atölyeye. Bir gün sanatın bambaşka temsilcilerinden yönetmen Kibar Dağlayan Yiğit meraklı gözlerle içeri girdi. Bize Yaşamda Kadın ve Sanat Derneği ile birlikte gerçekleştireceği kadın odaklı sinema projesinden bahsetti. Ve el sanatları atölyesini ''Mahallemizin Kadınları Sinema Yapıyor'' sinema atölyesine davet etti. Sinema deyince gözleri ışıldayan kadının, bize uzanan eline kayıtsız kalamadık. Seferihisar Belediyesi desteğiyle bu projeye, dahil olduk.
Üç ay eğitim aldık. Çok değerli üniversite hocalarımızla, yönetmenlerle ve oyuncularla tanıştık. Süreçte yaşananlar bir ayrıcalıktı bizim için. Sevgili Kibar Dağlayan Yiğit'e çok ama çok teşekkür ediyoruz. Yapabilir miyiz endişesi, kadınların bir arada oluşu ile özgüvene dönüştü. Bu çalışmalardan beş adet belgesel ve kısa film çıktı. Seferinar’ın el sanatları atölyesinden film atölyesine geçiş sürecini içine alan ''Arşipel Kadınları'' filmi atölye öğrencimizden Nejla İmancıoğlu'nun yönetmenliğini üstlendi. Çeşitli festivallerde gösterildi. Kısa belgesel film dalında 2022 yılında Avrupa’dan en iyi film ödülünü kazandı.
Bir kitapta okumuştum ''Yaptıklarımızla; masallardaki insan-doğa uyumuna hasretiz.'' Diyordu. Yunus Emre ile veda edelim;
Bir sinek bir kartalı salladı vurdu yere
Yalan değil gerçektir, bende gördüm tozunu
Erdemli olmaya, hepimizin doğanın evlatları olduğunu hatırlamaya devam edelim. Elbet karşısında duran ayakta kalamaz.