top of page
Çalışma Yüzeyi 1_300x.png
Aytül (2).png

RÖPORTAJ 

 

1-Neden felsefe yapmalıyız?

Felsefe, insanın kendisine ve çevresine derinlikli ve sistemli şekilde göz atması sanatıdır.

Anlam, insan var oluşunun temel motivasyonu olup; felsefe yoluyla hayata, yaşama, ölüme ve diğer bir çok konuya dair manalar geliştirir, nedensellik bağları kurarak çıkarımlar yaparız. Felsefe, bize sanıldığının aksine soyut olmayan açık yöntemler ve araçlar sunar. Yöntem ve araçlar, bize hayat yolu olarak yansır ve insanın tüm gayesi kendi seçtiği yolda iyi bir yolcu olabilmektir. Var oluşun özünde bu yatar ve felsefe bize bu sorgulamada vefalı bir yarenlik yapar.

2-Neden iklim krizi ile ilgili felsefe yapmalıyız ve bize ne fayda sağlayabilir?

Mevcut iklim krizinin temelinde, insanın kendisini doğanın içinde ve onun bir parçası olarak görmemesi, bilakis kendisini doğanın hükmedicisi ve sahibi olarak görmesi yatmaktadır. İnsan, doğa ile savaş halinde olmaya devam ederek, kendi yurduna ve pek de farkında olmadan bütüne zarar vermektedir.

İnsanlık bir an durup düşündüğünde ve kendisini de iklim krizinin nedenleri arasında konumlandırdığında, gerçek nedenler üzerine düşünüyor demektir. Bu yaklaşım bir cesaret ve samimiyet meselesidir. Tüketim alışkanlıkları ve yaşam biçimlerinin sorgulanması pek çok kişinin konfor alanını tehdit eden ve modern insanın özgürlüğüne müdahale olarak addettiği rahatsız edici bir yaklaşımdır. Gerçek çözümlerse bu konularda derin düşünmekte yatmaktadır. İnsan, doğa ile olan ilişkisini fikirler üzerinden sorgulamalıdır. O yüzden felsefe yaptığımızda, pek çok konu gibi iklim krizi de radarımıza girecek olan, bütünü ilgilendiren konulardan biridir.

 

3-İklim krizi ve felsefe arasında nasıl ilişki kurulabilir?

Az önceki soruda da değindiğimiz gibi, herhangi bir alanda- ki konumuz gereği bu alan iklim krizi olsun - derin düşündüğümüzde ve bu düşünceyi zamansız fikirler ve felsefi öğretilerle kuşattığımızda çevremizde memnun olmadığımız pek çok konuda dahiliyetimiz ve sorumluluğumuz olduğu gerçeğine varıyoruz. Misal, ‘’nasıl yaşamalıyım’’  sorusu felsefi bir sorudur. Bu soruya aradığımız cevaplar, iklim krizi ve felsefe ilişkisini kurmaya başlamaktadır.

 

4-Çevre bilinci oluşturmak için öncelikli olarak felsefi bir bilinç mi oluşturmak gerekir? Nasıl başlamalıyız?

Bilincin katmanları vardır ve öncelik sonralıktan ziyade, çevre bilincinin oluşması bilinci genişletmekle alakalıdır. Bilincin genişlemesi, kapsayıcılığın genişlemesi anlamına ve bilinçli olduğumuz bir alan daha oluşması anlamına geleceğinden ‘’çevre bilinci’’ oluşturmanın insanın anlam arayışıyla paralel bir süreç  olduğunu düşünüyoruz. Felsefi bilinç, içerisinde pek çok unsuru pekala çevre algısını da barındıran soyut bir ortam, düşünsel bir alandır. İnsanın kendisine ve çevresine nahif şekilde bakması, varlık ve doğa felsefesi konularına yönlenmesi pek muhtemel ki çevre ve doğa ile ilgili sorgulamaları da beraberinde getirecektir. İnsanın zihninde başlayan sorgulamalar, doğadan örnekler arayarak devam ettiğinde insan zihni ve doğa arasında iyi ilişkiler gelişiyor demektir. Bu türden iyi ilişkiler, doğa bilinci ve birlikte yaşam için sağlıklı bir zemin teşkil edebilir.

 

5-Çevre bilinci oluşturmada felsefenin rolü nedir?

Yukarıdaki fikirleri tekrarlar mahiyette cevap olmasın isterim. Felsefe, ben-biz ilişkisini tesis etmekte iyi bir yöntemdir. Gerçek ve kalıcı değişimler, içte başlayıp dışa doğru organik şekilde gelişen değişimlerdir. ‘’Sen değişirsen dünya değişir’’ fikri çok sabır gerektiren ama altın değerinde olan bir önermedir. İnsanın kendi üzerinde çalışmaya ve kendini düzeltmeye başlaması, daha iyi bir toplum ve daha iyi bir çevrenin çoktan oluşmaya başladığına karşılık gelmektedir. O yüzden, ‘’felsefe çalışıyorum’’ deme. ‘’Daha iyi bir insan ve daha iyi bir toplum yaratmaya uğraşıyorum’’ de şeklinde çıkış yolları geliştirmek daha tutarlı bir yaklaşımdır.

6-Çevre sorunlarının insani, ahlaki ve felsefi arka planı nedir?

Çok büyük bir soru… Temelinde ve özetle, insanın kendisine ve doğaya olan adilane ya da adaletsiz yaklaşımı doğa ile olan ilişkilenme biçimimizi belirlemektedir. Sorumluyu dışarda aramamak gerekir. Kendisine adil olmayan bir bireyin, doğayı bir bütün içinde algılayıp ona adil olması da beklenemez.

İnsan, doğadaki unsurlardan birisidir. Otantik ve değerlidir ancak her şeyden daha değerli ya da önemli değildir. İnsanlığın her şeyin en iyisini hak ettiği yanılgısı, bizi doğadan alacaklı bir hale getirmektedir. Bunu, analojik olarak kullanıyorum. Bu alacaklılık iddiası, bizi doğanın kaynaklarını sürekli ve aşırı bir biçimde talep etmeye itmektedir. İnsanın gerçek ihtiyaçlarının ne olduğu ve şu an insanlık olarak sahip olduklarımızın dengesi/dengesizliği düşünüldüğünde çevre ve etik konuları kendisini göstermektedir. Konu, yokluk değildir; kaynak bölüşümü ve dağılımıdır.

7-Sizce iklim krizi ile etik değerler arasında nasıl bir ilişki var?

Doğa bize cömert davranır. Biz, ona aynı cömertlikte yaklaşıyor muyuz?

Doğa sakindir. Bizse, insanoğlu olarak epey gürültülü ve dinginlikten uzak seyrederiz.

Doğa, adildir. Bizimse, kendi bünyemizde dahi sürekli çelişkiler ve adaletsizlikler cereyan eder.

Doğa, cesurdur. Karanlıklarda ve sonsuzlukta kendi başına var olur. Bizse, bazen yalnızlıktan dahi korkarız.

Doğa, vefalıdır. Tek bir ot tanesini bile kendinden ayrı düşünmez ve sadakatle bağrına basar. Bizse, en sevdiğimiz kişi ve fikirlere bile bazen aniden sırt çeviririz.

Bahsettiğim türden erdemleri olan doğayı yeterince örnek almamaktan kaynaklı yeterince erdemli olmayabiliriz ve etik değerlerimiz varlığı/yokluğu iklim krizi üzerinde bir rol oynayabilir.

 

8-Doğa merkezli bir yaşam ütopya mıdır?

İlk görüşüm, günümüzdeki distopik yaşamlar karşısında herhangi bir fikrin ütopyasına inanmak değerli olabilir. İkinci görüşümse, doğa merkezli bir yaşamdan ziyade, insan ayrıcalıklandırmadan onu merkeze alan, merkezdeki insanın doğa yasalarını takip ettiği, doğa-insan bir bütündür ve birbirini tamamlamaktadır fikrinin ön plana çıktığı bir yaklaşımın değerli olduğudur.

9-Bir insana, doğa ile olan ilişkisine dair düşünebilmesi için hangi soruları sormak isterdiniz?

-Hayat enerjini neye borçlusun? Yaşamsallığını nereden alıyor ve sağlıyorsun?

-Hiç, bir ağacın nefes alış verişini izledin mi?

-Su gibi olmak senin için ne ifade ediyor?

-Doğa yasalarının adil olduğunu düşünüyor musun?

-Doğa ile uyumlu yaşamak senin için ne ifade ediyor?

-Hayatta kalmak için neye ihtiyacın var?

Aktiffelsefe Derneği

bottom of page