top of page
Çalışma Yüzeyi 1_300x.png
1700924830891.png
1700924830912.jpg

SANATIN İKLİMİ - SERPİL ALTIN İLE RÖPORTAJ

Türkiye’nin ilk uzun metraj kadın bilim kurgu ve distopya yönetmeni unvanına sahip Serpil Altın ile Bir Zamanlar Gelecek:2121 filmi ve iklim krizi üzerine aşağıdaki röportajı gerçekleştirdik. Değerli yanıtları çok teşekkür ederiz.

"Bir Zamanlar Gelecek: 2121""ONCE UPON A TIME IN THE FUTURE: 2121" 2022, Bilim kurgu, Dram, 92 dakika, Türkiye

''Gelecekte iklim krizi ve kıtlık sebebiyle yeryüzü yaşanılmaz hale gelir. “Kıtlık Kanunları” gereği sisteme getirilen yeni hayat karşılığında, yaşlı neslin yok edilmesi zorunludur. Bu sistemde yaşayan ailenin hayatı yeni bebek haberiyle değişir.''

1700924830945.jpg

25 Kasım 2023- İklimler Güzeldir

 

1/

Belki şehre bir film gelir, bir güzel orman olur yazılarda, iklim değişir, Akdeniz olur, gülümse. Sizin filminiz ve eyleme geçmeniz üzerine düşünürken aklıma bu dizeler geldi. İçinde film, iklim, doğa ve umut barındıran bu dizeler gibi sizin filminiz de bize iyi şeyler söylüyor mu, yoksa mevcut sistemin devamlılığı üzerinden üretilen salt kötü olasılıkları mı görüyoruz? 

 

Ne güzel bir çağrışım! Filmimi, mevcut dünya sisteminin yüz yıl sonrasında bize sundukları üzerine bir distopya olarak tanımlayabilirim. Detayları anlatırsam henüz izlememiş olanlar için spoiler barındıracak. O sebeple sorunuzun cevabını izleyicinin keşfetmesi beni daha mutlu edecektir.

 

2/

Sanatın ve özellikle sinemanın gücü yadsınamaz bir gerçek. Sinemanın elbette kendi hikayesini anlatma derdi var. Fakat film bittikten sonra ardında açtığı kapılar ve insanlarda bıraktığı izler derin oluyor. Peki "Bir zamanlar gelecek: 2121" filminiz ile siz seyirci tarafında iklim krizi adına etki bırakmak için kasıtlı bir kurgu yaptınız mı, yoksa senaryoda daha çok sosyal hayata mı odaklandınız? Meseleyi biraz etken edilgenlik açısından açıklayabilir misiniz?

 

İklim krizini yaşadığımız yüz yılın ve sonrasında yaşanılacak yüz yılların en büyük sorunu olarak görüyorum. Bu soruna dikkat çekmek adına filmin içine yerleştirdiğim metaforlar da seyirciye soru sorması ve farkındalık yaratması için bir alan yaratıyor. Sizin de belirttiğiniz gibi sanatın işlevi çözüm bulmaktan öte, sorunu düşündürmek ve hissettirmektir. Herkesin bir sanat eserinden algıladığı ise kendi yaşamında biriktirebildikleri üzerinden bir çözümlemedir. Okuduğu kitaplar, dinlediği müzikler, gezdiği yerler, birlikte vakit geçirdiği insanlar… Biz aslında tüm bunların ışığında kendi ruhumuzla bakıyoruz yapıtlara.  Bu sebeple bir filmin ETKEN olmasından daha çok EDİLGEN olması da rastlantı değildir. Benim filmimin de böyle bir yapısı var.

 

3/

Filmin konusu kadar çekilme aşamasından da eminim film çekecek malzemeler oluşmuştur. Sektördeki düşük farkındalık ve çalışanların dirençleri falan sizi epey zorlamış olmalı. Tabi aynı zamanda öğretici bir süreç. Bu deneyiminizi sektörel birliklerle paylaşmayı, buradan yeşil film rehberi gibi bir içerik üretmeyi düşündünüz mü? Çünkü bunu ilk yapan da sizsiniz. Yol açıcı olabileceğinizi düşündük.

 

Cesaretli ve inançlı bir başlangıçla yola çıktık. Dirençle karşılaşacağımızı tahmin eden bir ekip olarak duruma karşı hazırlıklıydık. Bu hepimiz için oldukça öğretici bir süreçti. Yurtdışında bulunduğumuz film festivallerinde ve marketlerde katıldığımız Yeşil Film Atölyeleri yol gösterici oldu. Tabi ki kaynaklar açısından ülkemizdeki şartlara göre uyarlanması gerekiyordu. Bu değişimi geçiş adımlarıyla ya da net kurallarla yapma yöntemi tercih ederek yapabilirdik. İlk etapta geçiş adımlarını tercih ettik. Çalışmadığını görünce net kurallara yöneldik. Sonrasında edindiğimiz bilgiyi paylaşmak için katıldığımız film festivallerinde atölyeler düzenledik. Film sonrası söyleşilerimizde özellikle detayları aktaran açıklamalar yaptık. Kamera arkası yeşil film sürecimizi anlatan belgesel hazırladık. Sinema TV Sendikası ile görüştük. Eğitimler verebileceğimizi söyledik. İtalya’da Yeşil Film Fonu ile toplantılar yaptık. Üniversite’de eğitim veren tanıdıklarımıza atölyeler yapabileceğimizi ilettik. Tüm bu çabalarımız ise filmimizin türünün bilim kurgu olması ve seyircinin bu türe olan ilgisi kadar değer buldu. Bu deneyimi rehber haline getirmek ise daha çok resmi bir kurum üzerinden yapıldığında anlamlı olacak düşüncesindeyim.Biz ekip olarak deneyimlerimizi paylaşmak için her zaman hazırız.

4/

Sürdürülebilirlik ülkemizde daha çok atık ve su yönetimi, iklim değişikliği gibi altbaşlıkları içeren çevresel perspektiften ele alınıyor. Oysa sürdürülebilirlik raporlarında sosyal ve ekonomi başlıkları da değerlendiriliyor. Örneğin dizi sektöründe uzun çalışma saatleri, set kazaları, cinsiyet eşitsizlikleri, gelir düzeyindeki eşitsizlikler gibi olumsuz durumlar var. Siz zaten bunları eminim gözetiyorsunuzdur. Önümüzdeki dönemde çekeceğiniz filmlerde bütüncül yaklaşımlara devam etme planınız var mı? Şüphesiz bu yaklaşım sektör adına büyük gelişme olacaktır.

 

Biz bu deneyimi yaşamadan önce bundan sonra üreteceğimiz her projede kendimizi bu alanda daha da geliştirerek yapma gayretindeyiz. Özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını önemseyerek geçmişte yapımlarımızı gerçekleştirmiştik. Gelir düzeyindeki eşitsizlik kavramını ise kazandıkça paylaşmaya açık üreticiler olarak konumlandırıyoruz. Set kazaları konusunda da her zaman önlemlerimizi aldığımız deneyimler yaşadık. Dizi sektöründe yapımcı olarak işler üretmedik. Gelecekte bu üretimlerimiz olur ise de aynı bütüncül yaklaşımı korumayı hedefliyoruz. Geçiş dönemleri daha önce de bahsettiğim gibi sancılı dönemlerdir. Bu konunun önemini fark ettirebildiğimiz sürece biz üstümüze düşeni de yapabileceğimize inanıyoruz. Biz yeşil, sürdürebilir setlerimizi konunun tüm alt başlıklarına yeterli önemi vererek devam ettireceğiz.

Telefon

0 216 906 0315

Email 

Sosyal Medya

  • Spotify
  • LinkedIn
  • Instagram
bottom of page